27 Aralık 2013 Cuma

Ne eksik?

Çoğu kez sevgi yeterli değildir. Evet, sevmek her şeyin özünü oluşturur, yapmayı seçtiğimiz her şeyin çekirdeğinde var olmalıdır, kesinlikle. O olmadan olmaz. Tıpkı menemen yapmak için yumurtanın gerekli olması gibi... Ama yumurta yeterli midir? Sorun burada başlıyor.

Herhangi bir ilişkinin sürmesi, büyümesi, şekil değiştirerek zenginleşmesi de bunun gibi aslında... Emek vermeden, empati, anlayış, hoşgörü göstermeden ve karşınızdaki insanı olduğu gibi kabul etmeden bir ilişkinin sürmesi imkansıza yakındır. Herkes, aslında kendi olduğu insandan sorumlu ve mükemmel olmadığının farkında olmalı, çünkü herkesin elbet kusurları vardır. Siz önce kendinizin farkında olacaksınız, kabullenip kendinizi yamalarınızla sevmeyi öğreneceksiniz de sonra bir başkasını sevmeye kalkacaksınız. Ne zor... Sonra karşınızdaki insana saf bir sevgiyle bakacaksınız, "e evet benim hoşlanmadığım böyle huylarım var, O'nun da bu huyları var, napalım yani" diyebilecek, onları sindirecek, sizi sinir etse de O, böyle bir insan olduğu için böyle davrandığını anlayacak, gülüp geçeceksiniz. İşte paylaşım böyle zenginleşir. Başka türlü, ilişkiniz giderek grileşecek, o kafanıza taktığınız kusurlar büyüyecek ve sonunda sevgi de tükenecektir. Kaçınılmaz olan budur.

Yalnız kalacaksınız, kalbiniz kırılacak, içinize kapanacaksınız ya da tam tersi kendinizi dışarı atıp üstünü örtmeye kalkacaksınız. İyi, hoş ama geçici... İşin özünü anlamadan yapılan her şey gibi beyhude. İnsan kendi ilişki deneyimlerini yaşarken ailesinde olanları örnek alırmış. Ben size benimkileri anlatayım: annem de babam da çok iyi kalpli ama herkes gibi çeşitli kusurları olan insanlardır; ama birbirlerinde başka kimsenin anlayamacağı, şımarıklık kabul edeceği, tahammül edemeyeceği şeyleri sevgi ve anlayışla kabul etmişlerdir. Üç gün önce de evliliklerinde 30. yıllarını doldurdular. Çoğu konuda hemfikir değillerdir, ama birbirlerinin fikirlerine saygı gösterirler. Kimse "benim dediğim doğru" demez. İkisi de kendi kurallarına göre yaşar, zaman zaman tartışırlar ama birbirlerini çok iyi tanırlar, herşeyleriyle transparanlardır. En önemlisi: çok iyi arkadaştırlar. Ve onları bunca yıl bir arada tutan, küsseler de kızsalar da birbirlerine sarılmalarına neden olan özde bütün bunların toplamıdır. En azından ben öyle gözlemledim.

Mükemmel olmadığımızı biliyoruz, değil mi? Karşımızdaki de biliyor mu? Kötüler ortaya çıkınca iyi tarafları da düşünüyor mu? Yoksa yargılayıp, bir hükme mi bağlıyor? İşte bütün mesele bu. İnsanlar bu yüzden ilişkiden ilişkiye koşuyor ve sonunda mutsuz oluyor. Bu aşamayı tamamlamadan ileri gidemeyiz. Bazen zor günler yaşarız, hassaslaşırız, keyifsizleşiriz, huysuzlaşırız. Bu günlerinizde anlayışla yanınızda mı oluyor yoksa uzaklaşıyor mu- ona bakmak lazım. Siz de aynı şekilde, karşınızdaki insanın, çeşitli şartlardan ötürü "kötü" olan tarafları belirdiğinde ne yaptığınızı gözlemleyin, ne tepki veriyorsunuz? Özünde sevgi olsa da, üzerine anlayış serpiyor musunuz? Aşk ve sevgi teslim olmayı emreder. Teslim oluyor musunuz?

"Hiç bir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını... Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol!"  der Paulo Coelho, Zahir adlı kitabında. Kimseniz O'sunuz, ufak tadilatlar içinizde sindire sindire olacak. Sihir yok, çaba var. Yanınızda bunu anlayacak ve yaşam denilen serüvende elinizi ne olursa olsun tutacak biri olursa ne mutlu size, hayat daha güzel, renkler daha parlak, huzur daha sabit. Ama yoksa da, olmuyorsa da tek başınıza varolmayı öğrenmek zorundasınız. Bazı şeyler şanstır, öyle biriyle ne zaman karşılacağınızı ya da karşılaşıp karşılaşmayacağınızı bilmenize imkan yok. Siz, içinizi sürekli temizleyin, yaralarınızın hareket özgürlüğünüzü kısıtlamasına izin vermeyin ve nefes almaya devam edin. Kalbinizde yer açın, biri gittiğinde orayı boş bırakın ve hayata güvenin. Herşey olacağına varır ve sınavımızın ne olduğunu anlamamız için önümüze ne konulacağını henüz bilmiyoruz.

Sağlık, sevgi, empati, anlayış ve saygının bu önümüzdeki yıl hepimizin hücrelerinin her birine işlemesini diliyorum. Herkes için dileğim bu yönde. Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun. Daha aydınlık günlere...

ZD

Hiç yorum yok: