29 Mayıs 2014 Perşembe

İzafiyet

"Geçecek mi bu his?" dedi.
"Geçecek" dedim, "sağlam dur".
"Nerden biliyorsun? Söylemesi kolay..." dedi.
"O acıyı tanıyorum, beraber çok zaman geçirdik" dedim.

İlk terkedildiğimde günler süren bir bağırsak kanaması geçirmiştim. Doktor; "Zeynep hanım, sonuçlarınız gayet normal fakat anlayamadığımız bir şekilde kanamanız var, enfeksiyon yok vücudunuzda, değerleriniz normal. Çok üzüldüğünüz, sıkıldığınız bir durum oldu mu geçen haftalarda?" dediğinde içimden ilk geçen "bir insan üzüntüden bunu kendine yapabilir mi gerçekten?" olmuştu. Gücümün farkına ilk o zaman vardım. Karanlık tarafımın da.

"Acını biliyorum ve tanıyorum; sen şu an, uğruna dünyaları yakabileceğin o sevdiğin adam tarafından istenmiyorsun. Bunu kabul edip devam etmenin yollarını bulman lazım. O acıdan kaçma, o acıyı da sev, o zaman daha barışçıl barınıyor bünyende. Acısız olmuyor. Büyüyor, birey oluyoruz; sevgi sayesinde, acı sayesinde. Öpüp başımıza koyacağız, başka çaremiz yok" dedim.

Acı kaçınılmaz ama büyüyüp büyümemek bir seçenek. O acıyla ne yapıyoruz? Sizin gerçekte kim olduğunuzu belirleyen soru bence bu.

Ben diyorum ki;

O acıdan kaçma.
O acıyı derinlere gömmek için başkalarıyla hafif şeyler yaşama.
Kapatma kalbini.
Giderek katılaşıp taşa dönüşme.
Daha samimiyetsiz, daha mesafeli bir insan olma.
Hesap kitap yapıp, ilişkilerini ona göre belirleme.
Kendinden ve aydınlığından giderek uzaklaşma.
Uyuşma.

O acıyı da ruhuna buyur et.
O acının önünde secde et.
Sevmenin, sevilme beklentisi taşımadan var olabileceğini kabul et.
Beraber yaşanılan her şeye ve özellikle sonrasındaki o dikenli özleme saygı duy ve ona göre yaşa.
Giderek güçlendiğinin farkında ol.
Yara izlerinle güzelleştiğini gör.
Karanlıkta da parlayabileceğini hatırla.
Bedeninle, evrenle ve doğayla bağlantıda kal.

Acı kaçınılmaz ama büyüyüp büyümemek bir seçenek. O acıyla ne yapıyoruz? Sizin gerçekte kim olduğunuzu belirleyen soru bence bu.

Ben acı tarafından zincirlenmeyi reddediyorum.
Özlem yüzünden prangalar giymeyi...
Korkuya teslim olup deli gömleğini giymeyi reddediyorum.
Güvenli olmak adına kafeslere girmeyi....
Hata yapabilme özgürlüğümü seviyorum.
Samimiyeti seçiyorum.

ZD






Hiç yorum yok: